keserek

keserek
cutting (prep.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazlamak — i 1) Hayvan veya insanı boğazından keserek öldürmek Ötmezse o horozu boğazlarız. B. Felek 2) mec. Gaddarca, kan dökerek öldürmek İki Osmanlı neferi gizlenmişler imiş, biçareleri o dakika boğazlamışlar. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalpara — is., Far. çār + pāre 1) Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç Bet beniz solmuş, gözler büyümüş, kansız dudaklar aralık, alt üst dişler çalpara gibi birbirine vuruyor. H. R. Gürpınar 2) hay. b. Açıklarda, kumluk… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • danaburnu — is., hay. b. 1) Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek, kök kurdu (Gryllotalpa vulgaris) 2) bit. b. Aslanağzı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğramak — i Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • inziva — is., Ar. inzivāˀ 1) Toplum hayatından kaçıp tek başına yaşama İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. R. H. Karay 2) din b. Dış dünyayla bütün bağlarını keserek Tanrı yla birleşebilmek için insanın kendi içine kapanması Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanyon — is., coğ., Fr. canyon Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu, bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki koyak, dar boğaz, kapuz, kısık, klüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaplan atlaması — is., sp. Çift ayakla sıçrayıp kazanılan uçma hızıyla araç veya canlı engeller üzerinden aştıktan sonra, karşıdaki yardımcının omuzlarına dayanıp hız keserek ayaküstü düşme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kekelemek — nsz 1) Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak 2) mec. Ne söyleyeceğini şaşırıp kelimeleri birbirine karıştırmak Bir şey söylemek istedim, bulamadım, kekeliyordum. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kekeme — sf. Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”